Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılır.
Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken sorun yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi gelebilir.
Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir zayıflık değildir. Depresyon aynı zamanda bir anda çözülebilecek kadar basit bir sorun değildir. Depresyon tedavi edilebilir ve tedavi gerektiren tıbbi bir durumdur. Bu tedavi süreci bazı vakalarda uzun sürebilir.
Depresyonu olan bireylerin çoğu ilaç, psikoterapi veya ikisinin birleşimi ile devam eden bir tedavinin sonucunda iyileşebilirler.
Depresyon genellikle 20’li veya 30’lu yaşlarda başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Erkeklere oranla çok daha fazla sayıda kadına depresyon teşhisi konulmaktadır. Bunun nedeninin ise kadınların daha yaygın olarak tıbbi yardım istemesi olduğu düşünülmektedir.
Depresyona neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Birçok zihinsel bozuklukta olduğu gibi, çeşitli faktörler söz konusu olabilir:
Bununla birlikte:
Depresyon tedavi edilmezse daha da kötüleşir, bu da bireyin hayatının her alanını etkileyen duygusal, davranışsal ve sağlık sorunlarına ve komplikasyonlara yol açar.
Depresyonu önlemenin kesin bir yolu yoktur. Ancak stresi kontrol etmek, ve direnci artırarak benlik saygısını güçlendirmek için adım atmak önemlidir. Depresyonun kötüleşmesini önlemeye yardımcı olmak için atılması gereken en önemli adımlardan birisi sorunun en erken belirtilerinde tedaviye başlamaktır.
Özellikle ağır kriz zamanlarında, zorlu dönemleri aşmak için aile bireylerine ve arkadaşlara ulaşmak gereklidir. Son olarak semptomların nüksetmesini önlemek için uzun süreli bakım tedavisi göz önüne alınmalıdır.
Bu semptomlar genellikle depresyonu olan birçok birey için iş, okul, sosyal aktiviteler veya başkalarıyla ilişkiler gibi günlük aktivitelerde gözle görülür sorunlara neden olacak kadar şiddetli görülür. Bireyler kendilerini genellikle nedenini bilmeden mutsuz veya umutsuz hissedebilirler.
Küçük çocuklarda depresyon belirtileri arasında üzüntü, sinirlilik, sürekli birlikte olmaya çalışma, endişe, sebepsiz ağrılar, okula gitmeyi reddetme veya zayıflık sayılabilir.
Gençlerde görülen depresyon belirtileri arasında üzüntü, sinirlilik, olumsuz düşüncelere kapılma ve kendini değersiz hissetme, öfke, okulda zayıf performans, yanlış anlaşılma hisleri, aşırı hassasiyet, uyuşturucu veya alkol kullanma, çok fazla yeme, düzensiz uyku, kendine zarar verme, normal aktivitelere karşı ilgi kaybı veya sosyal etkileşimden kaçınma sayılır.
Depresyon, yaşlanmanın normal bir parçası değildir ve asla hafife alınmamalıdır. Yaşlı erişkin bireylerde depresyon nadiren teşhis edilebilir, dolayısıyla tedavisi de göreceli olarak daha nadir gerçekleşir.
Yaşlı bireyler yardım istemekten çekinebilirler. Yaşlı bireylerde depresyon belirtileri ve semptomları daha genç bireylere göre farklılık gösterebilir ya da daha az belirgin olabilir. Bunlar arasında:
Bunun ardından laboratuvar testleri gerekebilir. Doktor tam kan sayımı adı verilen bir kan testi yapabilir veya düzgün çalıştığından emin olmak için tiroid bezini test edebilir.
Bir sonraki aşamada psikiyatrik değerlendirme gerçekleştirilir. Akıl sağlığı uzmanı belirtileri, düşünceleri, duyguları ve davranış kalıpları hakkında bilgi edinmek için sorular sorar. Bireyin bu soruları yanıtlamasına yardımcı olması için bir anket doldurması istenebilir.
Majör depresyonun neden olduğu belirtiler her bireyde farklılık gösterir. Tıp uzmanları bireyin depresyon türünü netleştirmek çeşitli belirteçler ya da özellikler ararlar. Bir belirteç ya da özellik, belirli bir depresyon türünün varlığına işaret edebilir:
Depresyon için doğru teşhis almak uygun tedavinin uygulanması için önemlidir. Başka tıbbi sorunlar da bir semptom olarak depresyonu içerir.
Bunlar arasında; Bipolar bozuklukları, Siklotimik bozukluk, yıkıcı ruh hali düzensizliği bozukluğu, kalıcı depresif bozukluk premenstrüel disforik bozukluk veya bazı reçeteli ilaçların kullanımı sayılır.
Depresyonu olan çoğu insan için ilaçlar ve psikoterapi etkilidir. İlk aşamada doktor veya psikiyatrist semptomları hafifletmek için çeşitli ilaçları reçete edebilir.
Bununla birlikte, depresyonu olan birçok insan bir psikiyatrist, psikolog veya diğer akıl sağlığı uzmanı ile gerçekleştirilecek psikoterapilerden de faydalanabilir.
Şiddetli depresyon durumunda hastanede yatmak veya belirtiler düzelene kadar ayaktan tedavi programına katılmak gerekebilir.
İlaç Tedavisi
Depresyon tedavisi sırasında kullanılacak ilaçlar, mutlaka doktor kontrolü ile belirlenmelidir. Bu ilaçlar arasında birçok antidepresan türü vardır. Bu ilaçların olası yan etkileri konusunda doktor ya da eczacı bireyi bilgilendirecektir. Depresyon tedavisi sırasında yaygın olarak kullanılan ilaç grupları şunlardır:
Depresyona karşı etkili bir ilaç bulmadan önce birkaç ilacı veya ilaç kombinasyonunu denemek gerekebilir. Bu, sabır gerektirir, çünkü bazı ilaçların tam etki göstermesi ve vücudun alışırken gösterdiği yan etkilerin hafifletilmesi için birkaç hafta veya daha uzun süre geçmesi gerekir.
Kalıtsal özellikler, antidepresanların bireyi nasıl etkilediğinde rol oynar. Bazı vakalarda, varsa, kan veya ağız içi alınan örnek üzerinde yapılan genetik testlerin sonuçları vücudun belirli bir antidepresana nasıl tepki verebileceğine dair ipuçları sunabilir.
Önce doktorla konuşmadan antidepresan kullanımı bırakılmamalıdır. Antidepresanlar genel olarak bağımlılığa yol açmaz, ama bazı vakalarda bağımlılıktan farklı olan fiziksel bağımlılık durumuna yol açabilir.
Tedaviyi aniden durdurmak veya birkaç dozu kaçırmak yoksunluk benzeri semptomlara neden olabilir. Ek olarak aniden bırakmak depresyonun aniden kötüleşmesine neden olabilir. Dozun kademeli ve güvenli bir şekilde azaltılması için doktora başvurulmalıdır.
Bazı antidepresanlar hamile veya emziren bireylerde doğmamış veya emzirilen çocuk için sağlık riski oluşturabilir. Hamile kalan veya hamile kalmayı planlayan bireylerin doktorla konuşması gereklidir.
Çoğu antidepresan genellikle güvenlidir ancak bazı vakalarda, özellikle 25 yaşın altındaki çocuklar, gençler ve genç yetişkinlerin, antidepresan alırken, kullanmaya başladıktan sonraki ilk birkaç haftada veya doz değiştirildiğinde, bireylerdeki intihar düşünceleri veya davranışlarında bir artış olduğu gözlemlenmiştir.
Bu nedenle antidepresan alan herkesin, özellikle yeni bir ilaca başlarken veya dozaj değişikliği durumunda depresyonun veya olağan dışı davranışların kötüleşmesi açısından yakından izlenmesi gereklidir. Ancak antidepresanların ruh halini iyileştirerek uzun vadede intihar riskini azaltma olasılığı daha yüksektir.
Psikoterapi, bireyin bir ruh sağlığı uzmanı ile durumu ve ilgili konular hakkında konuşarak depresyonun tedavisini sürdürmesi için kullanılan genel bir terimdir. Psikoterapi konuşma terapisi veya psikolojik terapi olarak da bilinir.
Depresyon için bilişsel davranışçı terapi veya kişilerarası terapi gibi farklı psikoterapi türleri etkili olabilir. Psikoterapinin yardımcı olabileceği konular arasında:
Yüz yüze ofis oturumlarına alternatif depresyon terapileri mevcuttur ve bazı vakalarda etkili bir seçenek olabilir. Terapi, örneğin bir bilgisayar programı olarak, çevrimiçi oturumlarla veya videolar veya çalışma kitapları kullanılarak sağlanabilir.
Programlar bir terapist tarafından yönlendirilebilir ya da kısmen veya tamamen bağımsız olabilir. Ancak bu programları kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmak gereklidir.
Depresyon hakkında destek ve genel eğitim gibi mobil sağlık uygulamaları sunan akıllı telefonlar ve tabletler, gerçek bir doktoru veya terapisti görmenin yerini tutmaz.
Bazı şiddetli depresyon vakalarında hastanede kalış gereklidir. Bu, bireyin kendisine düzgün bakamadığı, kendisine veya başka birine zarar verme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu durumlarda gerekli olabilir.
Bir hastanede psikiyatrik tedavi, bireyin ruh hali düzelene kadar sakin ve güvende kalmasına yardımcı olabilir. Kısmi hastanede ya da günlük tedavi programları da bazı bireylere yardımcı olabilir.
Bu programlar semptomları kontrol altına almak için gereken ayakta tedavi ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Depresyon genellikle bireyin tek başına tedavi edebileceği bir hastalık değildir. Ancak bireyler profesyonel tedaviye ek olarak, bu kişisel bakım adımları atıp kendisine yardımcı olabilir:
Bana hızlıca ulaşıp, randevu almak için aşağıdaki iletişim bilgilerini kullanabilirsiniz.
Yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu, post travmatik stres bozukluğu, major depresif bozukluğuna sahip ve terapi gereksinimi olan hastalara akılcı duygulanım davranışçı ve bilişsel davranışçı terapi yapmaktadır.