Borderline kişilik bozukluğu; kişinin düşünce ve algılama biçiminde, insanlara karşı olan duygularında ve ikili ilişkilerinde problemlere yol açan bir psikiyatrik rahatsızlıktır.
Rahatsızlığı tanımlayan ‘borderline’ kelimesi ‘sınırda, belirsiz’ anlamını taşır. Bunun nedeni borderline kişilik bozukluğunun ilk tanımlandığı dönemde; nevroz ve psikoz olarak adlandırılan iki psikiyatrik durum arasında sınır olarak kabul edilmesidir.
Borderline kişilik bozukluğu genellikle ergenlik (adolesan) ve genç erişkinlik döneminde ortaya çıkar.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde ani ruh hali değişiklikleri görülebilir. Bu bozukluğa sahip kişiler sık sık; hayattaki rollerini, gerçekte kim olduklarını ve ne amaçla yaşadıklarını sorgulayan düşüncelere kapılır. Bu düşüncelerdeki hızlı değişim; kişinin değer yargılarının, ilgi alanlarının da değişmesine yol açar. Borderline bozukluğu olan kişiler, olayları ve durumları keskin bir şekilde değerlendirir. Bu kişilere göre bir olay ya çok iyidir ya da çok kötüdür, ortalama olmaz. Borderline bozukluğu olan kişilerin insanlar hakkındaki fikirleri de sebepsiz yere çabucak değişebilir. Bir gün çok samimi bir arkadaşı olarak gördüğü birine, ertesi gün bir düşmanmış gibi davranabilir. Bu nedenle insanlarla olan ikili ilişkileri istikrarsızdır. Bunların yanı sıra bu kişiler, ikili ilişkilerde yoğun duygular hissedebilir, abartılı davranışlar sergileyebilir.
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerde;
Borderline bozukluğuna sahip hastalarda sayılan tüm belirtiler görülmeyebilir. Bazı hastalarda semptomların çoğu bulunurken bazı hastalar sadece birkaç belirti gösteriyor olabilir. Görülen belirtilerin sayısı, süresi ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterir. Belirtilerin ortaya çıkışı günlük sıradan olaylarla tetiklenebilir. Bu rahatsızlığa sahip kişilerde özellikle romantik ilişkide gerçekleşen kavga etme, ayrılma gibi durumlar; belirtilerin ortaya çıkması için tetikleyici rol oynayabilir.
Borderline kişilik bozukluğuna neden olan durumlar tam olarak aydınlatılamamış olsa da bazı faktörlerin varlığı, bu rahatsızlığın gelişimine katkıda bulunur. Örneğin genetik temellerin hastalık gelişiminde rol oynadığı düşünülür. Çünkü birinci derece yakınlarında borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, bu hastalığa sahip olma riski artmıştır. Hastalığın gelişimini daha iyi anlamak için yapılan çalışmalarda, sağlıklı bir kişi ile borderline hastası bir kişinin beyinleri arasında yapısal ve işlevsel birtakım farklılıklara rastlanmıştır. Ancak bu farklılıkların hastalık ile arasındaki ilişki henüz tam anlamıyla kurulamamıştır.
Sosyal, kültürel ve sosyal etkenler de hastalık gelişiminde etkili oluyor olabilir. Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler arasında çocuk döneminde ihmal, taciz, terk edilme gibi olaylar yaşayanların sayısı oldukça fazladır. Erken yaşta karşılaşılan bu travmalar da hastalık gelişiminde rol oynayabilir. Psikiyatrik hastalıklar, pek çok farklı etmenin bir araya gelmesi ile ortaya çıkar. Bu nedenle her travma geçiren kişide ya da ailesinde borderline bozukluğu olan herkeste hastalık görülür demek doğru bir yaklaşım olmaz.
Borderline kişilik bozukluğu olanlar, rahatsızlık nedeniyle günlük hayatlarında ciddi problemlerle karşılaşabilirler. Hastalığı fark edilmeyen, tanı almayan ve uygun tedavi edilmeyen hastaların hayatı; borderline bozukluğu nedeniyle olumsuz etkilenir. Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar yaşamları içerisinde;
Borderline bozukluğu; hastanın sağlık durumundan sosyal hayatına, ekonomik şartlarından adli sicil durumuna kadar pek çok farklı alanda istenmeyen etkilere neden olur. Kişinin hayatına daha sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi ve hastalığın komplikasyonlarından korunabilmesi için tedavi alması şarttır. Psikiyatrik hastalıklar, genellikle hastada çok ciddi fiziksel bir sorun yaratmadığından hem hasta hem de hasta yakınları tarafından göz ardı edilebilir.
Ancak psikiyatrik hastalıkların da yaşamın sonlanmasına kadar giden ciddi sonuçları olabilir. Bu nedenle hastalık belirtisi gösteren kişilerin gerek kendisinin doktora gitmesi, gerekse de yakınları tarafından en kısa sürede kontrole götürülmesi gerekir. Borderline bozukluğunun erken fark edilmesi, rahatsızlığın hastanın hayatında ciddi bir etki bırakmadan düzeltilmesinde büyük önem taşır.
Borderline kişilik bozukluğu hastalarında bazı diğer psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığı artmıştır. Bu hastalıklar:
Borderline tanısı; doktorla yapılacak görüşme, hastadan bazı testlerin doldurulmasının istendiği psikolojik değerlendirme, hastanın tıbbi geçmişi (sahip olduğu hastalıklar, kullandığı ilaçlar vb.) ve muayene, belirti ve bulguların incelenmesi yardımıyla konulur. Borderline kişilik bozukluğu tanısı genellikle yetişkinler içindir. Çocukluk ve ergenlik çağında borderline bozukluğu düşündüren belirti ve bulgular, çocuğun büyümesiyle birlikte düzelebilir. Bu nedenle genellikle çocuk yaş grubunda borderline kişilik bozukluğu tanısı koyulmaz.
Tedavide kullanılan temel yöntem psikoterapidir. Gerekli görüldüğü durumlarda psikoterapiye ilaç tedavisi eklenebilir. Doktor, hastanın güvenliğinden endişe duyuyorsa hasta için hastane yatışı talep edebilir.
Psikoterapi ya da diğer adıyla konuşma terapisi, borderline kişilik bozukluğundaki temel tedavi yaklaşımıdır. Psikoterapi yönteminde hasta terapist ile birlikte çalışır. Bu tedavi ile hastanın;
Borderline kişilik bozukluğu çok çabuk tedavi edilebilen bir rahatsızlık değildir. Tedavinin zaman alacağı ve hastanın sağlıklı hissetmesi için biraz zamana ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Hastanın yakın çevresinin de destekleyici davranışlar sergilemesi ve hasta üzerinde baskı oluşturmaması faydalı olacaktır.
Borderline kişilik bozukluğu; hastanın yaşam kalitesini her yönden olumsuz etkileyen ve hastanın kendine zarar vermesine kadar uzanabilecek komplikasyonları olan ciddi bir durumdur. Bu nedenle borderline kişilik bozukluğu şüphesi taşıyan kişilerin donanımlı bir sağlık merkezine başvurarak gerekli kontrollerini yaptırması yararlı olacaktır.
Bana hızlıca ulaşıp, randevu almak için aşağıdaki iletişim bilgilerini kullanabilirsiniz.
Yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu, post travmatik stres bozukluğu, major depresif bozukluğuna sahip ve terapi gereksinimi olan hastalara akılcı duygulanım davranışçı ve bilişsel davranışçı terapi yapmaktadır.